Kars’tan Gelen Destek !
- Karslı Gamze Çınar (20), KOSGEB’in düzenlediği online girişimcilik eğitimini tamamlayarak kendi işini kurdu. KOSGEB’den aldığı 150 bin liralık hibe ve ailesinin sağladığı destekle küçük sanayi sitesinde kağıt bardak üretimine başlayan Çınar, başarmanın kendisine büyük bir cesaret verdiğini hedefinin bu sektördeki yatırımını büyütmek olduğunu söyledi. Kars’ta yaşayan Çınar ailesinin 3 kızından en büyüğü olan Gamze, 26 Ocak’ta KOSGEB’in pandemi sebebiyle online düzenlediği girişimcilik eğitimine katıldı. Kursu başarıyla tamamlayan Gamze Çınar, kendi işini kurmak için hazırladığı kağıt bardak üretimi projesini kuruma sundu. KOSGEB tarafından desteğe uygun bulunan projeye 150 bin lira hibe verilmesi sonrası Çınar, yatırımını gerçekleştirmek için kolları sıvadı. Ailesinden de 400 bin lira destek alan Çınar, Küçük Sanayi Sitesi’nde açtığı işyerinde bir çalışanıyla kağıt bardak üretimine başladı.
KADIN GİRİŞİMCİ HAVVA TAŞBAŞ’ın BAŞARI HİKAYESİ !
- Antalya’nın Manavgat ilçesinde yaşayan 49 yaşındaki Havva Taşbaş, evlere temizliğe giderek başladığı iş hayatını temizlik şirketi, sofralık zeytin fabrikası ile ev yemekleri restoranı açarak sürdürüyor.Ailesinin uygun gördüğü kişiyle 24 yaşında hayatını birleştiren Taşbaş, yaşadıkları maddi sıkıntı nedeniyle evlere temizliğe gitmeye başladı.14 Ocak 1998’te kurduğu Havva Özel Temizlik Limited Şirketiyle profesyonel iş hayatına atıldı.Kısa sürede Manavgat’taki birçok banka şubesinin ve kamu kuruluşunun temizlik işlerini alarak hızla herkes tarafından bilinen biri haline gelen Taşbaş, Antalya merkez, Isparta ve Burdur’da şubeler açtı.Ardından bir sofralık zeytin fabrikası ve ev yemekleri restoranı açan Havva Taşbaş, Antalya Ticaret ve Sanayi Odasının (ATSO) Girişimci Kadınlar yarışmasında zeytin işleme fabrikasıyla geçen yılın “girişimci kadını” seçildi.İki yıl önce temizlikten sonra gıda sektörüne girmeye karar verdiğini anlatan Taşbaş, “Geçen yıl sofralık salamura zeytin fabrikasını kurdum. Bölgedeki 78 köyü tek tek gezdim, üreticinin ihtiyaçlarını dinledim, köy imamlarıyla, muhtarlarıyla görüştüm. Fabrikada 200 ton zeytin işledik. Bu yıl 300 ton zeytin işleyeceğiz. Hedefim bu rakamı çift çift katlamak.” dedi.Ev yemekleri yapan bir restoranı da faaliyete geçirdiğini belirten Taşbaş, büyük çoğunluğu kadın 200’ün üzerinde çalışanı bulunduğunu kaydetti.
Buzdolabı fabrikasında işçiydi, KOSGEB desteğiyle patron oldu !
- Manisa’da, işçi olarak çalıştığı buzdolabı fabrikasından istifa eden Semra Baysal (45), Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’ndan (KOSGEB) aldığı hibe desteğiyle pizza ile unlu mamul imalatı ve satışının yapıldığı kendi iş yerini açtı. Kentteki buzdolabı fabrikasında işçi olarak çalışan, evli ve 3 çocuk annesi Semra Baysal, aile ekonomisine katkıda bulunmak için 5 yıldır da evde, internet üzerinden aldığı siparişler üzerine tatlı, börek ve çeşitli ikramlıklar yapıp, satmaya başladı. Baysal, uzun süredir hizmet sektörüne girme hayalini gerçekleştirmek için arkadaşının önerisiyle KOSGEB’e başvuru yaparak, girişimcilik kurslarına katıldı. Kursu bitiren Baysal, daha sonra en büyük hayali olan, pizza ve unlu mamul imalatı ile satışının yapıldığı iş yeri projesini KOSGEB’e sundu. Projesi kabul edilen Baysal, 55 bin lira hibe desteği almaya hak kazandı. Fabrikadaki işinden istifa eden Baysal, bankadan da 60 bin lira kredi çekip, Yunusemre ilçesinde 20 metrekarelik dükkan kiraladı. Baysal, daha sonra fırın, ocak, dolap, masa ve sandalye ile diğer mutfak araç gereçlerini alarak, 2 ay önce iş yerini açılışını yaptı. Kendisine yardımcı olması için yanında ablasının da çalıştığını belirten Semra Baysal, “Arkadaşım KOSGEB’den söz edince araştırdım. Şartları uyunca kurslarına katılıp, projemle başvurumu yaptım. Dükkanı açtıktan sonra 55 bin liralık hibe desteğinin 5 bin liralık bölümünü verdiler. 1 yıl sonra hibe desteğin 25 bin liralık kısmını, 2’nci yılımda ise kalan diğer 25 bin liralık bölümünü verecekler” diye konuştu.
Aldığı hibe desteğiyle çiftlik kurdu !
- Elazığ’da Sivrice ilçesine bağlı Alıncık köyünde yaşayan Meral Çelik, yüzde 65 hibe desteği alarak süt işletmesi çiftliği kurdu.Elazığ’da Sivrice İlçesine bağlı Alıncık köyünde yaşayan 6 çocuk annesi Meral Çelik (38), Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun (TKDK) sunduğu yüzde 65 hibe desteği alarak süt işletmesi çiftliği kurdu.Aldığı destekten dolayı TKDK kurumuna teşekkür eden Meral Çelik, hayvan beslemenin zor olmadığını söyledi.Çelik, “Çocuklarım okula gidiyorlar, burada olduklarında destek veriyorlar. 25 tane hayvanımız var. Küçük hayvanlarımız da var. Kadınlar bu konuda Türkiye’yi kalkındırsınlar. Eşlerine yardımcı olsunlar. Hayvanlarla uğraşmak güzel bir şeydir. Girişimci olmak isteyen kadınlar cesaretli olsunlar. Korkmasınlar, zor bir iş değil. Diğer kadınlarda bu tür çalışmalardan faydalanabilirler.” dedi.
Malatyalı Kadın Girişimcinin Başarı Hikayesi; İşçiyken Kendi Fabrikasını Kurdu !
- Bir bilezikle çıktığı yolda fabrikatör oldu “Karaman’ın Hanım ağası” olarak bilinen 67 yaşındaki iş kadını Şerif Hanım Kızık, eşinin işten atılması üzerine burma bileziğini satarak başladığı gofret imalatına, bugün 7 bin metrekarelik fabrikada devam ediyor. Şahin, iplikten kumaşın üretim aşamasına kadar her şeyi öğrendikten sonra işten ayrıldığını ve bir atölye kurarak ticarete atıldığını bildirdi. İşe üç ufak makineyle başladığını belirten Şahin, “Zamanla, çalıştıkça ilave makineler aldım. 2014’te dayım yanıma geldi, bana destek oldu, birlikte bu işletmeyi kurduk. O günden bu yana dayımla çalışıyoruz. Şu an yerimiz büyük, bu nedenle makine sayımızı artırmayı planlıyoruz.” ifadelerini kullandı.
FİLM GİBİ BAŞARI ÖYKÜSÜ
Sevdiği işi yapmak için 24 yaşında kolları sıvadı. Savunma sanayinde kurumsal hayat devam ederken bir yandan da Ankara‘nın en önemli restoranlarında garsonluk yaptı. Sonunda kararını verdi ve hayat arkadaşı ile Ankara’nın ilk kafelerinden birini açtı. Ancak her şey yolunda gitmedi. Bir kaç yıl sonra tüm birikimini ve markasını bırakarak ayrıldı. 6 aylık bir plandan sonra tekrar ayağa kalkması gerektiğini hissetti. Sıfır sermaye ile 2006 yılında kurduğu Bigchefs markası bugün 70 adetlik restoran zincirine dönüştü. Türkiye’den Dubai’ye, Almanya’dan Katar’a kadar birçok ülkede şubeler açtı. Türkiye’nin en çok ödül alan kadın girişimcisi Gamze Cizreli film gibi hayat hikayesini anlattı…
GÜN PARASIYLA İŞ KURDU !
Zonguldak’ın Çaycuma İlçesinde 33 yaşındaki Elif Kararecepoğlu azmi ve başarısı parmak ısırtıyor. 1 sene önce evde kokulu taş yaparak ev ekonomisine katkı sağlayarak başlayan Elif Kararecepoğlu, 10 Bin TL ile girdiği gün parasıyla tasarım dükkanı açtı. 1 yıllık süreçte 10 bin TL’lik yatırımını 300 bin TL’ye çıkartan Elif Kararecepoğlu, başarı hikayesini İHA’ya anlattı. Hedefinin Çaycuma’yı yurtdışına taşımak olduğunu ifade eden genç iş kadını şunları söyledi;“Dükkan açma hayalim 10 yıldır zaten vardı ama ne zamana nasip olur onu bilmiyorduk. Evde kokulu taş yapmaya başlamıştım bunları sosyal medya hesaplarımda yayınlamaya başladım. Kısa sürede çevremden olumlu tepkiler aldım ve siparişler almaya başladım ve dışarıya iş yapamaya başladım. Sonrasında işler büyümeye başladı Türkiye’nin çeşitli illerinden de siparişlerde gelemeye başladı. Mersin, Adana gibi uzak illere kargo göndermeye başladım. Eşimle iş yeri açmaya karar verdik fakat o kadar maddi gücümüz yoktu. 10 kişilik gruptan oluşan 10 bin TL’lik güne girdim. Aylık bin TL öderim diye düşündüm. Şansıma ilk ay gün bana çıktı bende fırsat bu fırsat dükkan açmaya karar verdim ve küçük bir dükkan tutuk. KOSGEB’ başvuru yaptım bayan girişimci olarak. Ardından KOSGEB desteği ile makinaları aldım. 10 Bin TL ile başladığımız yatırım şuan 300 bin TL’ye kadar yükseldi. Bundan sonra daha büyük makinaları bölgemize kazandıracağımıza inanıyorum” dedi. “Hedefim Zonguldak’ı, Çaycumayı yurt dışına taşımak” Sadece çevreye yaptığı siparişleri sosyal medya aralığıyla yaklaşık 60 ile göndermeyi başardıklarını ifade eden Elif Kararecepoğlu, hedefinin Zonguldak’ı Çaycuma’yı yurt dışına taşımak olduğunu söyledi. Yurt içi haricinde özellikle Almanya’dan çok sipariş aldıklarını ifade eden Kararecepoğlu, “Yaklaşık 60 ile gönderim yapıyoruz. Ürün yetiştirmekte zaman zaman zorlanıyoruz. Yurt dışına fazlasıyla ürün gönderiyoruz. Özellikle Almanya’dan çok müşterimiz var. Türkiye’ye geldiklerinde de bizden alışveriş yapıyorlar. Sosyal Medya ve internet satış platformlarında da mağazalarımız satışlarımız mevcut. Vatandaşlarımız buradan da güvenli bir şekilde alışveriş yapılabiliyor. Bundan sonraki hedefimiz Çaycuma’yı Türkiye dahilinde yurt dışına taşımak. Bu işi kuralı bir yıl oldu ama bu zamanda 2 yıllık bir yol kat ettik. Güzel bir çalışma oldu bundan eşimin ve ailemin bana çok büyük katkıları oldu.
Ev Hanımlığından Yöresinde Fark Oluşturan Kadın Ödülüne Yolculuk
Üç farklı sektörde onlarca kişiye istihdam sağlayan Özdemir, TOBB Antalya Kadın Girişimciler Kurulu 2017 yılı Antalya’nın Fark Yaratan Kadın Girişimciler Yarışması’nda ’Yöresinde Fark Oluşturan Kadın’ ödülüne layık görüldü. Döşemealtı Yeniköy’de dünyaya gelen Hamide Özdemir, ilk ve ortaokul eğitiminin ardından liseyi Antalya İmam Hatip Lisesinde okudu. Gıda Mühendisi İsmail Özdemir ile hayatını birleştiren Hamide Özdemir, hayatta birçok sıkıntılar çekmesine rağmen mücadele etmekten vazgeçmedi. Ev hanımıyken eşinin de desteğiyle iş yaşamına atılan ve halen emlakçılık üzerine çalışmasını sürdüren Özdemir, kazancı kendisini tatmin etse de farklı sektörlere de ilgi duymaya başladı. İş hayatında her geçen gün başarısını artıran Özdemir, insanların eğlenip vakit geçirebileceği bir yatırıma girmeye karar verdi. 2010 yılında halı saha ve kafeterya işletmesini kuran Özdemir, geçtiğimiz yıl ise İbradı ilçesinde doğal pekmez üretimi yapılan bir tesis kurdu. Aile bütçesine katkıda bulunmak adına 2006 yılında o dönemin yükselen sektörü olan emlakçılığa adım atan ve aynı yıl 3. kızı dünyaya gelen Hamide Özdemir, bir taraftan evini çekip çevirirken diğer taraftan da yeni başladığı emlakçılık sektöründe ilerlemeye başladığını anlattı. Özdemir, “Girişimcilik hayatıma emlak sektörüne Döşemealtı ilçesinde başladım. Orada doğup büyüdüm. Evliliğim ise orada gerçekleşti. 1992 yılında evlilik yaptım. Eşim gıda mühendisi. Pek çok zorlu süreçten birlikte geçtik. Çiftçilik yaparak birçok ürün yetiştirdik. Bölgenin imara açılması ve tarım sektörünün getirisinin olmamasından kaynaklı olarak ticarete atılmaya karar verdik. 2006 yılında emlak sektörüne giriş yaptım. Emlak sektöründe pek çok arsa ve arazi, daire üzerinde çalıştık. İnşaatlarda başarılı olduğumu düşünüyorum. Hayatımızın pek çok zorlu aşamalarından kademe kademe bu tür işlere gelmeye çalıştık. O süreçte hem iş hem ailemiz derken, evimiz derken ev hanımlığımı da bu süreçte devam ettim. Kızımla beraber işimizi büyütmeye devam ettik. 2010 yılında ise Döşemealtı ilçesinde halı saha kurduk. Gençlerin oyalanıp eğlenebileceği güzel bir sosyal tesis kurduk. Bu işletmemiz de çalışmalarına halen devam ediyor” dedi.
Yılda 220 Ton Üretip, Kilosunu 8 Liradan Satıyor
Kırıkkale’de Genç Çiftçi Hibe Desteği Projesi sayesinde aldığı hibe ile tesis kuran 40 yaşındaki Hasan Öktem, yılda 220 ton kültür mantarı üretip, kilosunu 8 liradan marketlere satıyor. Bahşılı ilçesinde çiftçilik yapan Hasan Öktem, kültür mantarı üretmek için Genç Çiftçilerin Desteklenmesi Projesi‘ne başvurdu. Proje kapsamında ailesine destek olmak için aldığı hibeyle 114 metrekarelik alana 2018 yılında kültür mantarı üretim tesisi kurdu. Öktem, buradan yılda 220 ton mantar elde etmeye başladı. Doğal ve organik olarak ürettiği kültür mantarlarının kilosunu 8 liradan toptan olarak marketlere satıyor. Tesiste, ihtiyaç sahibi arkadaşlarına da iş istihdamı sağlıyor. Ailesinin ekonomisine destek sağlamak amacıyla mantar tesisi kurduğunu kaydeden Hasan Öktem, “Kırıkkale’nin Bahşılı ilçesinde çiftçilik ile uğraşıyorum, kültür mantarı yetiştiriyorum. Ailemin ekonomisine katkı da bulunmak için Genç Çiftçi Hibe Desteğine müracaat ettim. Kırıkkale İl Müdürü ve Bahşılı İlçe Tarım Müdürümüz benim bu işi yapabileceğime kanaat getirdi. Genç Çiftçi Hibe Desteğini bana verdi. Bu hibe desteği yaklaşık bir sene oluyor bana verileli. Bir sene içerisinde ailemin bütçesine katkı da bulundum. Ekstradan 3 tane daha çadır yaptım bu Genç Çiftçi Hibe Desteğinin sayesinde. İhtiyacı olan arkadaşlarım geçimini sağlamak için benim yanımda çalışıyorlar” dedi. Yılda 220 ton kültür mantarı yetiştirdiğini belirten Öktem, “Bu kültür mantarlarını burada yetiştiriyoruz. Halkımıza ve vatandaşlarımıza sağlıklı ve taze bir şekilde sunmaya çalışıyoruz. Kesinlikle kimyasal madde bulunmamaktadır. Doğal ortamlarda yetiştiriliyor. Pazarlamasını da pazarcı arkadaşlarımız var marketlere, alışveriş merkezlerine hazırlıyoruz. Pazarlamasında da sıkıntı olmuyor. 45 gün içerisinde 18-19 ton mantar alıyorum. Yıla göre 200-220 ton yıllık mantar üretmekteyim. Mantarın kalitesine göre toptan kilosunu 8 Türk lirasından satıyorum. Elimizde mantarımız kalmıyor Allah’a şükür. Kırıkkale halkı kültür mantarını sevdi. Kimyasal maddemiz hiç yok. Organik bir şekilde yapmaya çalışıyoruz. Kendi sağlığımızı düşündüğümüz gibi vatandaşlarımızın sağlığını da düşünüyoruz” diye konuştu.
Tadını Beğendiği İstiridye Mantarı Üretmeye Başladı, Siparişlere Yetişemiyor
Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde, elektronik eşya üretimi yapan bir fabrikada işçi olarak çalışan Tufan Yılmaz (35), ek gelir olması için 7 yıl önce evinin bahçesinde kurduğu serada yetiştirmeye başladığı istiridye mantarı üretiminde işini büyüttü. Yıllık ortalama 8 ton üretim yapan, hedefinin dış piyasaya açılmak olduğunu belirten Yılmaz, siparişlere yetişmekte güçlük çektiklerini söyledi. Saruhanlı ilçesinin kırsal Bahadır Mahallesi’nde yaşayan evli, 1 çocuk babası Tufan Yılmaz, 7 yıl önce, tadını beğendiği istiridye mantarını ek gelir düşüncesiyle evinin bahçesinde kurduğu serada yetiştirmeye başladı. 3 yıl önce de Genç Çiftçi Projesi ile tanışan Yılmaz, Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden aldığı destekle işi daha da büyütüp, 120 metrekarelik sera kurdu. Seralarından yılda 3 defa ürün elde eden Yılmaz, yılda ortalama 8 ton mantar üretip, kilosunu kalitesine göre 9 ile 15 TL arasında değişen fiyatlarla satıyor. ‘BİR ARKADAŞIMDA TATTIM VE BEĞENDİM’ Mantar yetiştirmenin yanı sıra elektronik eşya üretimi yapan fabrikadaki işine de devam ettiğini belirten Yılmaz, “Mantar yetiştiriciliğine 2013 yılında başladım. Bir arkadaşımda tattım ve beğendim. Daha sonra da ek gelir olması açısından bir yer yaparak bu işe başladım. Şu an profesyonel anlamda üretimimizi yapıyoruz. Paketleme üzerine de bir çalışmamız var. Hedefimiz, biraz daha büyüyüp, kapasitemizi artırmak ve ardından da piyasaya açılmak” diye konuştu. Mantar yetiştirdiği seralar hakkında da bilgi veren Yılmaz, “Tesisimiz 120 metrekarelik büyüklükte. 10 ton kompost sığabilecek kapasitede. Mantarın 25 günlük bir kuluçka devresi var. Kompostlarımızı asıyoruz. 25 günlük kuluçka evresinden sonra mantarlarımız ‘pin’ dediğimiz flaş verme dönemine geçiyor ve büyümeye başlıyor. Büyüdükten sonra 2 ay ya da 3 ay boyunca da hasat edilebiliyor” diye konuştu.
KOSGEB desteğiyle Viyol Yıkama Makinesi Ürettiler
Metalurji ve Malzeme Mühendisi Hakan Çankaya ile Ziraat Mühendisi Kenan Dirman, tarım sektörüyle uğraşanların fidelerde virüs ve bakteri kaynaklı hastalıklar konusunda şikayetlerinin artması üzerine, fide yetiştiriciliğinde kullanılan köpük benzeri bir malzemeden imal edilen viyol (bitki tohumlarını fide haline getirmek için kullanılan yetiştirme ortamı) hakkında araştırma yaptı. Elle yıkanan viyollerin çok iyi temizlenmemesi nedeniyle uzun süreli kullanılamadığını, kullanılanların da fidelere zarar verdiğini tespit eden iki mühendis, “viyol yıkama makinesi” için proje geliştirdi. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığına (KOSGEB) başvuran mühendisler, onaylanan projenin karşılığı yüzde 75’lik hibe kredi desteğini alınca üretim çalışmalarına başladı. Mühendisler, yaklaşık 3 ay içinde, tek kişinin kullanacağı ve saatte 400 viyol yıkayabilen makine üretti.
Ailesinden Gizli Firma Kurdu ,3 Bin Kişiye İş Veriyor
Öğretmenliği bıraktığı 2008 yılında ailesi tarafından iş hayatına atılmasına izin verilmeyen ve bunun üzerine ailesinden habersiz şirket kuran Diyarbakırlı iş kadını Şerife Keskin, dokuz yıl içerisinde farklı kollarda 4 şirket kurup 3 binin üzerinde personel çalıştırmaya başladı. Keskin’in şimdiki hedefi, ulusal anlamda kurumsallaşarak istihdama katkı sağlamak. Elazığ’ın Palu ilçesinde dünyaya gelen Şerife Keskin, 2005 yılında Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi İşletme Bölümünü bitirdikten sonra insanlara bir şeyler katabilmek adına eğitim hayatına atılmaya karar verdi. Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesinde öğretmenlik yapmaya başlayan Keskin, öğretmenliğin yanı sıra gönüllü olarak köylerde okuma yazma ve kişisel gelişim konularında kadınlara hem okuma yazmayı hem de kendilerini ifade etmeyi öğretti. Geçen 4 yılın sonunda mesleğinin artık rutinleştiğini fark eden Keskin, kendisini yenilemek ve bir şeyler katmak için ticaret hayatına atılmaya karar verdi. İş hayatına atılma fikrini ailesine açtığı zaman özellikle ağabeyinin şiddetle karşı çıktığını ifade eden Keskin, 2008 yılında ailesinden gizli olarak çok küçük bir sermayeyle özel bir güvenlik şirketi kurdu. Kısa sürede işlerini büyüten Keskin, güvenliğin yanı sıra otomasyon otomotiv, sosyal hizmetler üzerine toplam 4 şirketini kurduktan sonra işletme yöneticiliği dalında yüksek lisans yaparak ’İşletmelerin başarılarını etkileyen faktörler ve sırları’ konulu tez hazırladı. Keskin, Türkiye’nin değişik bölgelerinde 3 binin üzerinde kişiyi istihdam ederken, hedefinin ulusal anlamda kurumsallaşıp daha çok kişiye istihdam sağlamak olduğunu söyledi. “KOSGEB desteğiyle iki araç aldım kiraya verdim” Temizlik, otomasyon, inşaat, gıda, elektrik, sosyal hizmetler ve benzeri birçok iş kolunda her kesimden insanı bünyelerinde barındıklarını dile getiren Keskin, “Bu şekilde sektörde 4 firma ile hizmet vermekteyiz. Otomasyon ve otomotiv şirketini kurarken KOSGEB desteklerinden faydalandım. İlk olarak 30 bin TL faizsiz 6 ay ertelemeli bir destekten faydalandım. O faydalandığım destekle gidip iki araç aldım ve bir kuruma kiraya verdim. Tamamen bireysel emeğimle, çabamla bugünlere geldim. Şu anda firmalarımız bünyesinde kendi araç filomuz bulunmaktadır. Hedeflerim var. Daha güzel şeyler yapmak istiyorum. Şehir ekonomisine ciddi anlamda katkı sunmak istiyorum. Şehir ekonomisindeki kadın istihdamını arttırmak istiyorum. Toplumsal yapımız bizi buna mecbur kıldığı için biraz kadın istihdamına yönelik çalışmalar sürdürmek istiyorum. Bunun dışında sosyal sorumluluk projelerimiz var. Okullarımıza yardımlar yapıyoruz. Okullarımızın tamiratından tutun da içme suyu ve kanalizasyon şebekesine kadar elimizden geldiğince katkılar sunuyoruz. Bunun dışında giyim ve kırtasiye yardımları yapıyoruz. Kamu kurum ve kuruluşları her ihtiyaca cevap olamayabiliyor. Bu durumda biz işverenlere ciddi sorumluluklar ve yükümlülükler düşüyor. Bu konuda hassas biri olduğumu düşünüyorum. Aynı zamanda TOBB Diyarbakır Genç Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcısı ve Kadın Girişimciler Kurulu aktif üyesiyim. İlimizde Kadın Girişimciler Kurulu olarak kadınlarımız için birçok güzel projeler yaptık ” diye konuştu.
KOSGEB Desteğiyle İşinin Patronu Oldu
İzmir‘de yaşayan yüksek kimya mühendisi 2 çocuk annesi Bilge Altınmakas Özgenoğlu (32), KOSGEB desteğiyle kurduğu iş yerinde, internet üzerinden şarküteri ürünleri satarak, işinin patronu oldu. Birçok firmaya sandviç ve unlu mamuller hazırlayan Özgenoğlu, kadın istihdamına da katkı sağlıyor.
Devlet Desteğiyle İşini Kuran Kadın Girişimci 50 Kişiye İstihdam Sağladı
Muş’ta sözleşmeli öğretmenlik yaptıktan sonra bir tekstil atölyesinde muhasebeci olarak işe başlayan 35 yaşındaki 2 çocuk annesi İnci Sayılgan Tok, hayatını devletten aldığı destekle değiştirdi. Eşinin de desteğini alarak kendi iş yerini kurmaya karar veren Tok, KOSGEB’e müracaatta bulundu. KOSGEB’den aldığı devlet desteğiyle 17 dikiş makinesi ve 30 personelle iş başı yapan Tok, daha sonra İŞKUR’a da başvuru yaparak bu sayısı yükseltti. Devletten aldığı destekle 29 makineyle 50 personele istihdam sağlayan Tok, günde 800 civarında kadın şortu üreterek, 50 kişilik istihdam sayısını ilerleyen günlerde 100’e çıkarmayı hedefliyor. Kadın girişimci Tok, devlet desteğiyle diğer kadınların da kendi iş yerlerini kurmalarını istiyor. Daha önceden sözleşmeli öğretmenlik yaptığını ve ardından bir tekstil atölyesinde muhasebeci olarak birkaç ay çalıştığını ifade eden İnci Sayılgan Tok, kendi iş yerini açmaya karar verdiğini söyledi. Eşinin desteğini alarak KOSGEB’e başvuruda bulunduğunu ifade eden Tok, “KOSGEB’den aldığım destekle burayı açtım. Şimdi KOSGEB ve İŞKUR’dan aldığım destekle birlikte burayı yürütmeye çalışıyorum” dedi. “Devlet desteği olmasaydı böyle bir işi yapmak için yeterli sermayem olmazdı” İşe ilk olarak 17 makine ve 30 personelle başladığını kaydeden Tok, “Şimdi ortalama 29 makine ve 50 kişiyle çalışıyoruz. Gittikçe daha da büyümeyi hedefliyorum. Devlet desteği olmasaydı böyle bir işi yapmak için yeterli sermayem olmazdı. Onlardan da aldığım destekle daha kolay kurdum işimi. Şu anda şort dikiyoruz. Günlük ortalama 700-800 arasında dikim yapıyoruz, paketini yapıp gönderiyoruz” ifadelerini kullandı. “50 kişi olan kapasiteyi 100’e çıkarmak istiyorum” Atölyeyi kurmasında en büyük destekçisinin eşi olduğunu anlatan Tok, “Kendi işimin patronu olmak istiyordum, eşimin de desteğiyle burayı açtım. Şimdi hedefim daha da büyümek. 50 kişi olan kapasiteyi 100’e çıkarmak. Diğer bayanların da yönelmesini isterim, kendi iş yerlerini kurmalarını, ayaklarının üzerinde durmalarını isterim. Ben İlahiyat mezunuyum. Bir bayan olarak işin zorlukları var. Yalnız yavaş yavaş üstesinden gelmeye çalışıyorum. Şimdilik ilk başladığım güne göre daha rahatım” diye konuştu. “Yapamaz diyenlere inat en iyisini yapıyoruz” 4 aydır tekstil atölyesinde kadın patronla çalıştığını ifade eden kalite kontrol uzmanı Rabia Egemen ise “Biraz daha farklı oluyor bayanla çalışmak. Bir kadın patronla beraber olmanın verdiği rahatlık ayrı. Kalite kontrolcüyüm burada. Aynı zamanda işlerin başında olmak, o sorumluluğu almak apayrı. Şu an kadın şortları dikiyoruz. Onun dışında birçok marka ile de çalışıyoruz. İşlerimiz gayet iyi gidiyor. ‘Yapamaz’ diyenlere inat, her şeye rağmen kadın olarak biraz daha rahat devam edebiliyoruz” şeklinde konuştu.